Konuşmacı: Prof. Dr. Deniz Ülke Kaynak
Moderatör: Balçiçek İlter
Levâic Talks’un 7 Mayıs 2025 tarihli oturumunda, gazeteci Balçiçek İlter’in moderatörlüğünde ağırlanan Prof. Dr. Deniz Ülke Kaynak, küresel dönüşüm çağında ilişkilerin nasıl değiştiğini, insanın yalnızlıkla ve yabancılaşmayla nasıl baş etmeye çalıştığını derinlikli bir bakışla anlattı.
Dünya neden bu kadar hızlı değişiyor ve bu değişim ilişkileri nasıl etkiliyor?
Kaynak’a göre, içinde bulunduğumuz dönem yalnızca teknolojik bir ilerleme değil, aynı zamanda bir uygarlık dönüşümüdür. Endüstri 4.0, yapay zekâ, nesnelerin interneti ve dijitalleşme; yalnızca üretim modellerimizi değil, aynı zamanda sosyal, kültürel ve psikolojik ilişkilerimizi de dönüştürüyor. Geleneksel aile yapılarından iş yerlerimize, arkadaşlık bağlarımızdan aidiyet hislerimize kadar her şey yeniden şekilleniyor.
Bağ kurmak mı, bağlantı kurmak mı?
“Bağ kurmakla bağlantı kurmak aynı şey değildir,” diyen Kaynak, günümüzde bireylerin ilişkilerinde sadece yüzeysel bağlantılarla yetindiğini, derin ve sürdürülebilir bağların zayıfladığını vurguladı. Sosyolog Bauman’ın “akışkan modernlik” kavramını hatırlatarak, aşkın, aile yapılarının ve aidiyet duygusunun dahi geçici hâle geldiğini belirtti. Artık insanların sadece dijital bağlantılara yöneldiğini; duygusal yatırımların azaldığını ifade etti.
Modern dünyada insan neden yalnızlaşıyor ve yabancılaşıyor?
Sanayi toplumunun mirası olan üretim temelli değer anlayışı, bireyi yalnızca çalıştığı ve verimli olduğu ölçüde değerli kılıyor. Bu da insanı, hem kendi bedenine hem çevresine yabancılaştırıyor. Kaynak, “Bugün insanlar bedenlerinden, yaşlanmaktan ve eksikliklerinden nefret etmeye teşvik ediliyor,” diyerek, bireyin ruhsal ve bedensel bütünlüğünün giderek bozulduğuna dikkat çekti.
Tatmin duygusu neden kayboldu?
Kısa vadeli hazlara yönelim, uzun vadeli mutlulukların önüne geçiyor. Dopamin sisteminin sürekli uyarıldığı bir çağda yaşıyoruz; ancak serotonin gibi kalıcı huzur sağlayan hormonlar geri planda kalıyor. Kaynak, “Bu nedenle pek çok insan keyif aldığı şeyleri sürekli tüketiyor ama tatmin olamıyor,” dedi.
Çözüm ne olabilir?
Prof. Dr. Kaynak’a göre çözüm, farkındalıkla başlıyor. İnsanın kendi bedeniyle, çevresiyle ve dünyayla kurduğu ilişkiyi yeniden tanımlaması gerekiyor. Dayanışma, bağ kurma, kendine şefkatle yaklaşma ve anlam üretme, bu dönüşümün merkezinde yer almalı. “Her sabah bedenimize bakıp ‘ayaktayım, sağlıklıyım, çok şükür’ diyebilmeli; kendimizi rakamlarla değil, insan olarak tanımlamalıyız,” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Haziran 2025 sayımızda, bu çarpıcı söyleşiyle bireyin dijitalleşen dünyada duygusal bağlarını nasıl yeniden inşa edebileceğini keşfetmeye devam ediyoruz.