4–11 Mayıs tarihleri arasında Levent Tenis Kulübü’nde gerçekleşecek olan BOSS CUP Tenis Turnuvası’na sponsor olmaktan gurur duyuyoruz. Levâic olarak, bu iş birliğini sadece sporun değil, insan ruhunun, duygusal dayanıklılığın ve bağ kurma ihtiyacının bir ifadesi olarak görüyoruz. Çünkü bizce her maç, yalnızca bir rekabet değil; bir buluşmadır. Kalplerin, duyguların ve değerlerin aynı kortta kesiştiği bir alan…
Tenisin Sessiz Hikâyesi: İçsel Yolculuk ve Duygusal Zekâ
Tenis kortuna çıkan her sporcu, rakibinden çok daha fazlasıyla karşılaşır: kendisiyle. Servis çizgisinde başlayan her oyun, aslında zihinsel bir sessizlik, duygusal bir çalkantı ve ruhsal bir denge arayışıdır. Bu yönüyle tenis, bireysel sporlar arasında duygusal zekânın (EQ) en görünür hale geldiği arenalardan biridir.
Daniel Goleman’ın (1995) duygusal zekâ tanımı bu durumu etkileyici biçimde açıklar: kişinin kendi duygularını tanıyabilmesi, bu duyguları yönetebilmesi ve başkalarının duygularını anlayarak sağlıklı ilişkiler kurabilmesi. Kortta bu üç beceri bir araya gelir: maçın getirdiği baskıyı tanımak, kontrol etmek ve aynı zamanda rakibin ritmini, tavrını, hatta gözlerindeki duyguyu okuyabilmek.
Bu duygusal farkındalık hali, bireyin öznel iyi oluşunu da doğrudan etkiler. Diener’e (2000) göre öznel iyi oluş, kişinin hayatını hem bilişsel hem de duygusal düzeyde değerlendirme biçimidir. Veenhoven (1997) ise bu durumu, bireyin hayatını ne kadar “yaşanmaya değer” bulduğuyla ilişkilendirir. Tenis gibi odaklanma, sabır, dayanıklılık ve içsel motivasyon gerektiren bir spor, bu yönüyle bireyde kalıcı bir yaşam doyumu inşa eder.
Bağ Kurmanın Sanatı: Sosyal İyi Oluşun Korttaki Yansıması
İyi oluş yalnızca bireysel bir his değildir; aynı zamanda sosyal bir haldir. Keyes’in (1998) tanımıyla sosyal iyi oluş, başkalarıyla anlamlı, kalıcı ve destekleyici ilişkiler kurabilme kapasitesidir. Tenis, bu bağlamda hem bireyler arası empatiyi besler hem de topluluk duygusunu güçlendirir.
Birlikte çiftler maçına çıkmak, antrenmanlarda aynı ritmi tutturmak, beraber kazanmak ya da kaybetmek… Bunlar yalnızca spora değil, insani bağlara yatırım anlarıdır. İnsan diğerinin yanında yürümeyi, onunla aynı tempoda nefes almayı öğrendiğinde sosyal bağları derinleşir. Ve bazen, bir çiftin korttaki uyumu, sessizce birbirinin kalp ritmini duymaktan geçer.
Sosyal ilişkilerin öznel iyi oluş üzerindeki etkisini araştıran Diener ve Seligman (2002), en mutlu bireylerin aynı zamanda en güçlü sosyal ilişkilere sahip bireyler olduğunu ortaya koyar. Bu nedenle kortta kurulan dostluklar, oyun arkadaşlıkları ya da kulüp sohbetleri yalnızca anlık temaslar değil, psikolojik dayanıklılığı besleyen sosyal besinlerdir.
Duyguların Dansı: Sporda Duygusal Farkındalık
Plutchik’in (1980) döngüsel duygu modeline göre sevinç, öfke, korku, güven gibi temel duygular, hayatın farklı alanlarında farklı yoğunluklarda deneyimlenir. Spor ise bu duyguların en ham haliyle açığa çıktığı sahnelerdendir. Teniste bir topun çizgiye değip değmediği an, bazen bir hayal kırıklığına, bazen de büyük bir coşkuya dönüşebilir.
Goleman ve Boyatzis’in (2017) duygusal zekânın 12 boyutu arasında tanımladığı “öz-farkındalık”, “kendini yönetme”, “empati” ve “ilişki yönetimi” gibi yetkinlikler, tenis oyuncuları arasında sezgisel biçimde gelişir. Kortta duygularınızı fark eder, onları düzenler ve karşınızdakine duygusal olarak uyumlanırsınız. Bu sadece oyunun değil, yaşamın da provasına dönüşür.
Sporla Kurulan Bağlar: Kortun Ötesinde Birliktelik
Bir raketi elinize aldığınızda yalnızca topa değil, karşınızdaki insana da dokunursunuz. Tenis, temasın oyuna dönüştüğü bir ritüeldir. Ortak bir hedefe doğru ilerlemek, birlikte ter dökmek, sessiz bir bakışla anlaşmak… Bunlar sporun görünmeyen ama en güçlü bağlarıdır.
Kortta başlayan bu temas, soyunma odasında samimiyete, kulüp sohbetlerinde aidiyete, hayatın içinde ise yoldaşlığa dönüşür. Çünkü spor, birlikte güçlenmenin; birlikte gelişmenin bir alanıdır. Kazanmanın coşkusunu da, kaybetmenin olgunluğunu da paylaşabilmek, sadece oyuncuları değil, kalpleri de bir araya getirir.
Levâic’ten Tüm Sporculara Başarı Dileğiyle
BOSS CUP’a katılan tüm sporculara, antrenörlere ve korta yüreğini koyan herkese gönülden başarılar dileriz. Her serviste cesaretinizi, her vuruşta umudunuzu, her maçta dayanışmanızı hissettireceğiniz bir turnuva olmasını temenni ederiz. Kalplerin aynı kortta buluştuğu her an, bizim için en değerli zaferdir.
Sevgilerimle
Yasemin Yurdakul
Kaynakça
- Diener, E. (2000). Subjective well-being: The science of happiness and a proposal for a national index. American Psychologist.
- Veenhoven, R. (1997). Advances in understanding happiness. Revue Québécoise de Psychologie.
- Goleman, D. (1995). Emotional Intelligence. New York: Bantam Books.
- Goleman, D., & Boyatzis, R. (2017). Emotional Intelligence Has 12 Elements. Which Do You Need to Work On? Harvard Business Review.
- Kashdan, T. B. (2004). Subjective well-being in the presence of meaning and purpose.
- Plutchik, R. (1980). Emotion: A psychoevolutionary synthesis. Harper & Row.
- Keyes, C. L. M. (1998). Social well-being. Social Psychology Quarterly.
- Diener, E., & Seligman, M. E. P. (2002). Very happy people. Psychological Science, 13(1), 81–84.