Adalet yalnızca hukuki ya da toplumsal bir sistemle sınırlı bir kavram değildir; aynı zamanda bireyin iç dünyasında gelişen ve zamanla olgunlaşan bir psikolojik yapıdır. Her birey, aynı olay karşısında farklı bir ahlaki değerlendirme yapabilir; çünkü ahlaki yargılar, kişinin gelişimsel evresine göre farklılaşır. Bu bağlamda, psikolog Lawrence Kohlberg’in geliştirdiği Ahlaki Gelişim Kuramı, adalet duygusunun bireyde nasıl şekillendiğini anlamak için güçlü bir kuramsal çerçeve sunar.
Kohlberg (1981), bireylerin ahlaki muhakeme yeteneklerinin yaşla birlikte sistematik biçimde geliştiğini öne sürmüştür. Ona göre, bireyler ahlaki kararlarını yalnızca dışsal otoriteye göre değil; zamanla içselleştirilmiş değerler ve evrensel etik ilkeler doğrultusunda verirler. Bu gelişim üç ana düzeyde ve altı basamaktan oluşur.
- Gelenek Öncesi Düzey
Bu düzey, çocuklukta görülür ancak bazı bireylerde yetişkinlikte de devam edebilir. Davranışlar, ceza ya da ödül beklentisine göre şekillenir. Ahlaki eylem, otoriteye itaat etmekle tanımlanır. Örneğin, bir çocuk yalan söylemenin “kötü” olduğunu çünkü “ceza alacağını” düşünerek ifade eder. Bu, ahlakın dışsal bir motivasyona bağlı olduğu erken evreyi temsil eder (Kohlberg, 1981).
- Geleneksel Düzey
Toplumun kuralları, bireyin içselleştirdiği değerler haline gelir. Toplumun onayladığı davranış “doğru” olarak görülür. Bu düzeyde birey, iyi bir vatandaş olmaya, sosyal rollerine uymaya önem verir. “Herkes böyle yapıyor” veya “annem böyle öğretti” gibi cümleler bu düzeye örnektir. Ahlaki karar, başkalarının beklentilerine göre verilir.
- Gelenek Sonrası Düzey
Bu düzey, gelişimin en ileri aşamasıdır. Birey, ahlaki kararlarını içsel olarak oluşturduğu evrensel ilkelere göre verir. Hukuk sistemi ahlaki değilse, birey onu sorgulama cesareti gösterebilir. Bu düzeyde kişi, sivil itaatsizlik, insan hakları savunuculuğu gibi kavramlarla ilişkilendirilebilir. Kohlberg (1981), bu düzeye ulaşan bireylerin azınlıkta olduğunu vurgular.
Kohlberg’in kuramı, yalnızca bireyleri değil; toplumların da etik gelişim basamaklarında farklı düzeylerde bulunabileceğini ima eder. Örneğin, hukuki reformlar, medya tepkileri ya da toplumsal eylemler, halkın hangi gelişim düzeyinde olduğunu gösterebilir.
Ahlaki gelişim kuramı, bireyin yalnızca “ne doğru, ne yanlış” sorusunu değil, bu yargıya neden vardığını da inceler. Bu yönüyle Kohlberg’in yaklaşımı, adaletin psikolojik ve etik kökenlerini anlamamızda temel bir araç sunar.
Ve belki de her bireyin kendine sorması gereken sorular şunlardır:
Ben şu an hangi düzeydeyim? Ahlaki pusulamı ne belirliyor? Ve daha adil bir birey olmak için neye ihtiyacım var?
Kaynakça
Gilligan, C. (1982). In a different voice: Psychological theory and women’s development. Harvard University Press.
Kohlberg, L. (1981). Essays on moral development: Vol. I. The philosophy of moral development. Harper & Row.
Rest, J. R. (1994). Moral development in the professions: Psychology and applied ethics. Lawrence Erlbaum Associates.
Turiel, E. (2006). The development of morality. In W. Damon & R. M. Lerner (Eds.), Handbook of child psychology (6th ed., Vol. 3, pp. 789–857). Wiley.
Walker, L. J. (2004). Gus in the gap: Bridging moral motivation and moral action. Human Development, 47(2–3), 141–154. https://doi.org/10.1159/000076259