Duygusal zekâ (DZ), bireylerin kendi duygularını anlama, yönetme ve başkalarının duygularına duyarlılık gösterme yeteneği olarak tanımlanmaktadır (Goleman, 1995). DZ’si düşük bireyler, duygu düzenleme ve empati kurmada yetersiz olduklarından hem kişisel yaşamlarında hem de toplumsal ilişkilerinde ciddi sorunlarla karşılaşabilmektedirler (Salovey & Mayer, 1990). Bu yazıda, düşük DZ’nin bireylerin yaşam hikâyelerine etkileri ve bunun toplumsal düzlemde nasıl bir yansıma oluşturduğu tartışılacaktır.
Duygusal Zekâ Eksikliğinin Bireysel ve Ailevi Sonuçları
DZ eksikliği, bireylerin ilişki yönetimi becerilerini olumsuz yönde etkileyebilir. Duygularını sağlıklı bir şekilde ifade edemeyen bireyler, öfke patlamaları, şiddet eğilimleri veya duygusal kopukluklar yaşayabilirler. Örneğin, ergenlerde yapılan bir araştırmada, duygusal zekâ düzeyi düşük olan bireylerin saldırganlık eğilimlerinin daha yüksek olduğu ve yaşam doyumlarının daha düşük olduğu tespit edilmiştir (Cenkseven-Önder & Yalnızca-Yıldırım, 2020). Bu durum, özellikle evliliklerde ve romantik ilişkilerde iletişim kopukluklarına, çatışmalara ve nihayetinde boşanmalara neden olabilmektedir.
Aile içinde DZ eksikliği, ebeveynlerin çocuklarıyla sağlıklı bir duygusal bağ kurmalarını zorlaştırabilir. Duygusal desteğin eksik olduğu ailelerde yetişen çocuklar, benzer biçimde duygu düzenleme becerileri geliştiremeyebilir ve ilerleyen yaşlarda sosyal ilişkilerde zorlanabilirler. Örneğin, hemşirelik ve ebelik öğrencileri üzerinde yapılan bir çalışmada, duygusal zekâ düzeyi düşük olan bireylerin şiddet eğilimlerinin daha yüksek olduğu bulunmuştur (Yılmaz Bingöl, Öztürk Altınayak & Yılar Erkek, 2021).
Duygusal Zekâ Eksikliği ve Toplumsal Sonuçları
DZ eksikliği sadece bireylerin kişisel yaşamlarını değil, aynı zamanda toplumsal yapıları da olumsuz etkilemektedir. Duygusal zekâsı düşük bireyler, genellikle stresle baş etme becerilerinin zayıf olması sebebiyle çatışmaları sağlıklı yöntemlerle çözmek yerine saldırgan veya pasif-agresif davranışlara yönelmektedirler. Bu durum, suç oranlarının artmasına, toplumsal huzursuzluklara ve bireyler arasındaki güvenin azalmasına neden olmaktadır.
Örneğin, ergenler üzerinde yapılan bir araştırmada, DZ seviyesi düşük olan bireylerin şiddet eğilimlerinin daha yüksek olduğu ve sosyal sorun çözme becerilerinin yetersiz olduğu tespit edilmiştir (Altun Kobul et al., 2022). Aynı zamanda, DZ eksikliği olan bireylerin empati yapma becerilerinin düşük olması, toplumsal çatışmaların artmasına ve bireyler arasındaki dayanışma ruhunun zayıflamasına yol açmaktadır. Empati eksikliği, bireylerin başkalarının duygularını anlayamaması nedeniyle, hem iş yaşamında hem de sosyal hayatta iletişim problemlerini artırmaktadır.
Suç oranlarının artması da DZ eksikliği ile doğrudan bağlantılıdır. Suç işleyen bireylerin çoğunda duygu düzenleme becerilerinin eksik olduğu, öfke kontrolü sağlayamadıkları ve stresli durumlara agresif tepkiler verdikleri gözlemlenmiştir. Özellikle cezaevlerinde yapılan çalışmalarda, hükümlü bireylerin büyük bir kısmında düşük DZ seviyelerinin olduğu ve bu bireylerin şiddet içerikli suçlara daha yatkın oldukları tespit edilmiştir. Bu nedenle, ceza adalet sisteminde suçluların rehabilitasyon sürecinde DZ eğitimlerine yer verilmesi gerektiği savunulmaktadır.
Ayrıca, düşük DZ düzeyi iş dünyasında da önemli sorunlara yol açmaktadır. İş yerinde duygu yönetimi becerisi düşük olan bireyler, ekip çalışmasına uyum sağlamakta zorlanabilir, stresle başa çıkmakta başarısız olabilir ve çatışma çözme süreçlerinde agresif veya kaçınmacı tutumlar sergileyebilirler. Çalışanlar arasındaki iletişim eksikliği, iş verimliliğinin azalmasına ve kurumsal huzursuzlukların artmasına sebep olabilir. Bu durum, işten ayrılma oranlarını yükseltebilir ve çalışanların iş tatminini olumsuz etkileyebilir.
Bunun yanı sıra, DZ eksikliği politik ve sosyal yapıları da etkileyebilir. Duygusal zekâsı düşük liderlerin, halkın duygularını anlamakta zorlanmaları, çatışma yönetiminde başarısız olmaları ve toplum içinde ayrışmalara neden olmaları mümkündür. Tarihte, duygusal zekâsı düşük liderlerin neden olduğu toplumsal kutuplaşmalar ve krizler, DZ’nin toplumsal barış ve dayanışma üzerindeki kritik rolünü açıkça göstermektedir.
Sonuç ve Öneriler
Duygusal zekâ eksikliğinin bireysel, ailesel ve toplumsal düzeyde önemli olumsuz sonuçları bulunmaktadır. Şiddet olaylarının artışı, boşanma oranlarının yükselmesi ve bireyler arası güvenin azalması, DZ eksikliğinin belirgin çıktılarıdır. Bu nedenle, okullarda ve iş yerlerinde duygusal zekâ eğitimlerinin yaygınlaştırılması, bireylerin daha sağlıklı ilişkiler kurmasına yardımcı olabilir. Örneğin, Goleman ve Boyatzis (2017) tarafından yapılan bir çalışmada, DZ eğitim programına katılan bireylerin %70’inin ilişkilerinde olumlu değişimler yaşadığı tespit edilmiştir. Özellikle çocukluk döneminde verilen DZ eğitimleri, ilerleyen yaşlarda sağlıklı bireyler yetiştirilmesine katkı sağlayacaktır. Toplumsal barışı ve bireyler arası güveni artırmak için duygusal farkındalığın ve empati becerilerinin geliştirilmesi büyük önem taşımaktadır.
Kaynakça
- Altun Kobul, F., Özaydın, B. B., Özgöl, M., Özyazıcı Kuzur, Ö., Eyüboğlu Yılmaz, S., & Çoğalan, Y. (2022). Ergenlerde şiddet eğilimi: Cinsiyet, sosyal sorun çözme ve duygusal zekânın rolü.Journal of Faculty of Education, 22(1), 44-61.
- Cenkseven-Önder, F., & Yalnızca-Yıldırım, S. (2020). Duygusal zeka ve saldırganlık arasındaki ilişkide yaşam doyumunun aracı rolü.YYÜ Eğitim Fakültesi Dergisi, 17(1), 30-53.
- Goleman, D. (1995).Emotional Intelligence: Why It Can Matter More Than IQ. Bantam Books.
- Salovey, P., & Mayer, J. D. (1990). Emotional intelligence.Imagination, Cognition, and Personality, 9(3), 185-211.
- Yılmaz Bingöl, T., Öztürk Altınayak, S., & Yılar Erkek, Z. (2021). Ebelik ve hemşirelik öğrencilerinin duygusal zekâ düzeylerinin şiddet eğilimlerine etkisi.Meyad Akademi, 2(2), 111-125.